İlk iki yazımda göçümüz ve İslam dini ile tanışmamızı anlattıktan
sonra millet olma bilincimizi tamamlamış olduğumuzu düşünüyorum. Bunu nerden
çıkardığımı soracak olursanız Uygur Türkleri ve Hazar Türkleri en iyi
örneklerdir. İslamiyet hariç diğer dinleri kabul eden ve Asya’daki
dinimiz olan gök Tanrı inancı ’da dahil İslam’ı kabul etmeyen soydaşlarımız ya
asimile olmuşlar yada kendilerini başka bir ırkmış gibi görmektelerdir. Bu
yazımızda ise sadece üstün körü geçilen çok üzerinde durulmayan Hindistan gibi
bir insan seline sahip bir ülkeyi İslam ile şereflendiren Gaznelileri tanımaya
çalışacağız.
Bu devlet İran asıllı samani devletinin hükmü altında olan Türk
boyları tarafından 968 de hindistanın kuzeyinde kurulmuş ve 225 yıl hüküm
sürmüştür. Abbasi ve Samani devletleri arasında kalan Müslüman ve Müslüman
olmayan Türklerin çıkış yolu olarak Samani devletini seçmeleri ile başlayan
yakınlık samanilerin Abbasîlere oranla daha serbest ve özgürlükçü olmaları
Türklerin Samanilere sempati duymalarına sebep olmuştur. 900 ve 950 yılları
arasında yaklaşık 200 bin Türk Müslüman olmuş ve Samani devletinin hâkimiyeti
altına girmiştir. Bu durumdan mütevellit Türkler Samani devleti bünyesinde
önemli konumlara gelmiş ve devletin idari yapılarına hükmeder olmuşlardır.
Maveraünnehir bölgesine büyük bir Türk göçü başlayınca devlet Batı
Asya’da söz sahibi olmaya başladı. Her güçlü dönemin bir sonu olduğu gibi
Samani devletin dede böyle oldu ve iç karışıklıklar baş göstermeye başladı. 961
de Samani Baş Veziri Muhammed Belami ve Horonsan ordusu komutanı Alptegin ile
kendilerine daha yakın bir hanedan üyesini devletin başına geçirmek için
anlaştılar bu durum duyulunca vezir öldürüldü ve Alptegin hedef haline
getirildi. Yanındaki az bir kuvvetle gazne şehrine çekilen Alptegin bölge
yönetimini sağlayan leviklerin hâkimiyetine son verdi.
Gazneli devletini kuran Alptegin bir yıl sonra öldü ve yerine oğlu
Ebu İshak İbrahim geçti. Bu durumu fırsat bilen levikler gazne şehrine saldırdı
ve geri aldı. Böyle bir saldırı beklemeyen yeni hükümdar Samanilerden destek
isteyerek gazne şehrini geri aldı. Lakin üzerlerinde Samani hakimiyeti
kurulmasına izin vermedi. Ebu İshak İbrahimin ölümü üzerine yerine yine ordu
komutanlarından Bilge Tegin, Piri Tegin Ve Sebüg Tegin geçerek devleti
toparlamaya çalıştılar. Alpteginin bir pazardan alarak yanında yetiştirdiği
Sebüg Tegin kısa sürede Alpteginin sevgisini kazanarak damadı oldu.
Piri ve Bilge teginlerden sonra yönetime geçen Sebüg tegin devleti
20 yıl gibi bir sürede iki katı büyüklüğe ulaştırdı. Bugün ki Afganistan ve
Pakistan devletlerinin olduğu bölgeyi hâkimiyeti altına alarak kendi devletinin
sikkesini bastırdı. Hasta yatağında devletin başına küçük oğlu İsmaillin
geçmesini istedi ise de bunu hazmedemeyen büyük oğlu Mahmut kardeşini alt
ederek yönetime geçti.
Gazneli Mahmut saltanatı ele almasıyla yeniliklere de hızlı
başladı. Kadim Türk unvanı olan “ Tegin “ unvanı yerine İslami usullere uygun
olan “ Han “ ve “ Sultan “ unvanlarını kullanmaya başladı. Gazneli Mahmut güçlü
bir ordu yapısı kurarak ordusuna filleride dahil etti. Karahanlılarla aynı
zamanda Samani devletine saldırı başlatarak yıkılmasına sebep oldu. Bunu iyi
bir fırsat olarak gören Mahmut Seyhun nehrini sınır kabul ederek Hindistan’ın
kuzeyine yöneldi. Budist Kralları tek tek yenerek Hindistan’ın kuzeyine hâkim
olan Mahmut sağladığı büyük maddi kaynakları devleti için kullanarak ticaret
yollarını kendi devletine bağladı. Gazneye döndüğünde Multan emirliğinde Şii
propagandaların çokça destekçi bulduğunu öğrenince büyük ve güçlü bir ordu ile
buraya saldırdı, Multan Emiri Ebü’l Davut kaçarak bir adaya sığındı. Emiri
bulamayan Mahmut kuşatmayı kaldırmayarak Emiri bulmakla ilgilendi, sığındığı
adada yakalanan emir idam edilerek yerine bölgenin ileri gelenlerinden bir emir
atayarak geri döndü ama bu emirinde aynı istikamette olduğunu öğrenince onu da
görevden alarak idam ettirdi. Tekrar Hindistan üzerine sefere çıkan Mahmut
hâkimiyetini perçinleyerek Hindistan ticaret yolu üzerinde tek güç haline
geldi. Bu seferden faydalanmak isteyen Karahanlılar horasana saldırarak aldılar
bu haberi alan Mahmut Hindistan seferinden dönen ordusu ile horasan üzerine
gitti ve zorlanmadan geri aldı. Hindistan’a 17 büyük sefer düzenleyen Mahmut
bugünkü Müslüman çoğunluğun oluşmasındaki en büyük etkendir.
Kendisinden sonra yerine geçen Gazneli Mesut, bu ilerleyişi
devam ettirdi. Daha sonra gelen hükümdarların yetersiz olması ve içerdeki
karışıklıklarla Selçuklunun güçlenmesi Gazneli devletini yıpratan nedenler
oldu.
Bu devletin en büyük hükümdarı olan Gazneli Mahmut insan seli olan
Hindistan’ı ataları Mete Han ve Atilla’nın Çine yaptığı seferler gibi bıktırmış
ve bir süre sonra boyun eğdirmeye mecbur bırakmıştır. Bu duruma bir kısım
tarihçiler ‘ Tekerrür ’ diyerek normal gibi göstermeye çalışsada bir milletin
genetiğinde ne varsa o ortaya çıkar desek tam yeridir. Bugün ki Türkler bu
istikamette gitmiyor olsa da, bu bilinç er ya da geç ortaya çıkacak ya da zorla
çıkarmalıyız.
Hiç yorum yok: