İlk yazımda nerden geldi bu Türkler başlığıyla üstün körü
Türklerin neden orta Asya’dan çıktığına ve Avrupa Hun devleti başbuğu Atilla
ile sapkın bir topluluğa nasıl ayar verdiğini azda olsa yazdık. Şimdi ise
Türklerin millet bilinçlerini nasıl tamamladıklarını örneklerle göreceğiz. Yüce
yaradan dünyaya 124 bin peygamber göndererek kullarına sapkınlık ve şirk gibi
yanlışlardan dönmelerini ve kalubelada verdikleri söze uyarak emir ve
gereklerini yerine getirmelerini ister. Hepimizin bildiği üzere bu uyarıları
peygamberleri aracılığıyla yapar ve her topluma emir ve kuralların olduğu
kitaplar gönderir. Bu kitaplar bazen Kuranı Kerim gibi tam teşekküllü olur
bazense küçük nüshalar şeklinde olur. Türklerinde Gök Tanrı inanışından ve
İslam’ın Ve İmanın şartları ile tıpa tıp benzeyen kuralları kabul etmeleri
akıllara acaba Türklere de bir peygamber geldi mi sorusunu getiriyor.
Toplumlar 4 hak din etrafında toplanmak mecburiyetinde kalınca
bazı kesimler 3 hak dinin gereklerini yerine getirmeyince son ve kıyamete kadar
sürecek olan İslam dini yeryüzüne gelince yayılması ve insanların hakka
kavuşması amacıyla birçok millete elçiler gönderilerek tebliğ hareketleri
başlar. Bu milletlerin biriside Türklerdir. İlk olarak Müslüman arapların
tüccarları vasıtasıyla duyulan İslam öyle birden bire kabul edilememiş ve bazı
kendini bilmezlerin dediği gibi baskı ve şiddet yoluyla da kabul ettirilmemiş.
İlk olarak tüccarlar aracılığıyla Karahanlı devletinin
kurucusu olan Türk boyu Karluklarla tanışmıştır. Eski dinlerini bir anda terk
edip yabancı oldukları bir milletin dinine hemen geçemeyecekleri için bu işler
bazı kaynaklara göre 1 bazı kaynaklara göre ise 2 kuşak sürmüştür. Lakin hiçbir
zaman bir baskı ve şiddet olmamıştır eğer olsa idi Türkler bu etkiye illa ki
bir tepki gösterir ve geçişler daha yavaş ve hatta olmaya da bilirdi. Türklerin
İslam dinini pek yadırgamamalarının sebeplerinin başında tek tanrı inancı büyük
bir öneme sahiptir.
İlk yazımda başbuğ Atilla'nın papaya tanrının oğlu var gibi
zırvalıklar çıkarı yormuşsunuz çıkışması bu yüzdendir. Türkler tanrının tek ve
yegane güç olduğuna orta Asya’da iken zaten iman etmiş idiler. İslam dinine
sıcak olmalarının diğer sebepleri ise ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye,
kaza ve kadere inanırlar ve kurban keserlerdi. Zina ve eş cinsellik kesinlikle
yasaktı ve hırsızlık ağır ceza ile cezalandırılırdı. Bu benzerlikleri kavrayan
ve anlayan Türkler Emevi valisinin Horasanda İslamiyet’i yaymak için yaptırmış
olduğu cami ve medreseyi açmasına izin vermezlerdi.
Bu yakınlaşma ortak düşmanımız olan Çin ile yapılacak olan Talas
savaşının etkisiyle zirveye ulaşacaktır. Çin ordusu karşısında zorlanan
Müslüman Arapların imdadına Türk süvarileri yetişmiştir. Savaşı izleyen Karluk
beyinin emri ile alana giren Türk süvarileri at Türkün kanadıdır tezini bir kez
daha ispatlayarak Çin ordusuna büyük bir darbe vurarak bir süre kabuğuna
çekilmesine sebep olmuştur
Bu savaş ile Türkleri daha yakından tanıma fırsatı ele geçiren
Müslüman Araplar Türklerin yüksek ahlaklarını, idarecilik ve savaştaki üstün
meziyetlerini yakından tanıma imkanı bulmuşlardır. Talas savaşı ile oluşan bu
olumlu ortamda Türkler İslam dine kitleler halinde geçmeye
başlamışlardır.
Peki konunun ilk başında millet olma bilinçlerini İslam dini ile
tamamladılar demem sadece söz olsun diye ortaya attığım bir teoremiydi.
Türkler İslam dini ile başkaca dinlerede girmişlerdir Hristiyanlık
Musevilik ve Manihaizm gibi peki şuan neden bu Türk boylarından veya
devletlerinden sadece ismen haberdarız ? Sorduğumuz bu soru Türklerin ne kadar
yerinde bir karar vererek İslamla millet bilinçlerini tamamladıklarını ortaya
seriyor. İslamı bize öğreten peygamber şu uyarıda bulunarak nereden geldiğimizi
hep hatırlamamız gerektiğini istiyor " Aslını inkar eden bizden
değildir " biz bu söz ile benliğimizi ve hücrelerimize işlenmiş
özelliklerimi koruma altına aldık. Uygurların bir kolu Manihaizm'i kabul
ettiler ve savaşmak ve et yemek gibi Türklerin en önemli özelliklerinden mahrum
kaldılar bu duruma müteakip parçalanarak isimsizce kayboldular ama bir diğer
kolu İslamı benimseyerek şuan bile varlıklarını sürdürmekte.
Yukarıdaki resimde de görüldüğü üzere zulüm ve baskı altındada
olsalar ilk olarak dinlerinden daha sonrada Türklüklerinden taviz vermeden
yaşamaya çalışan bu insanlar Manihaizm'i benimseyen diğer uygurlar gibi
tarihten silinmediler hatta tarihe halen Türkün nasıl inatçı yenilemeyeceği
gösteriyor.
Diğer dinleri benimseyen Türklerin bazıları da Avarlar, Peçenekler
Hristiyan Hazarlar ise Museviliği benimseyerek asimile olmuş ve tarihteki
yerlerine kendi elleri ile son vermişlerdir.
İlk yazımızda sorduğumuz soruların bir benzerini daha soralım sen
Müslüman Türk halen neden oyun oynaştasın ? dünyayı izlediğin TV
programlarından, ailenin sana sağladığı rahat yaşamdan, defalarca zulümden
kurtulmuş rahat ülkenden ibaret mi biliyorsun ? Ne zaman bana dokunmayan
yılan bin yaşasın mantığına büründün de böyle beynamaz oldun. Her birimizin bu
soruları kendine sorduğu ve üstesinden gelerek bilinçlendiği günler
dilerim.
![icon allbkg icon allbkg](http://img2.blogblog.com/img/icon18_edit_allbkg.gif)
Hiç yorum yok: