Kuruluş dönemini üçe ayırdığım için iki gündür yayınladığım yazılarda ilk 4 hükümdardan bahsedecektik, öylede oldu dünkü yazımızda Ertuğrul gazi, Osman gazi ve Orhan gaziden bahsettik bu yazımızda ise 1. Murat Hüdavendigar, 1. Bayezit namı değer Yıldırım ismiyle anılan padişahımızdır kendisi. 4 Hükümdar diyorum çünkü Ertuğrul Bey idi.
1.Murat Hüdavendigar denildiğinde aklımıza ilk gelen bir Sırp tarafından şehit edilen padişah diye hatırlarız. Ama kimse demez ki babası Orhan gazi ona 95 bin kilometre karelik bir devlet bırakmış oda bu bize azdır daha Orta Asya'dan karındaşlar gelecek biz bunu genişletelim demiş ve 500 bin kilometre kareye çıkarmıştır ülke sınırlarını. Yine kimse sormuyor 1. Murad'a neden Hüdavendigar denilmiştir; sebebi Hükümdar ve Bey anlamına gelmektedir. Ve ilk sultan ünvanınıda yine 1. Murat kullanmıştır, çünkü İlhanlılara olan bağımlılıklarına bir son vermiştir. Burada söyle bir parantez açalım İlhanlılar kim ? Kimi kaynaklara göre Moğol kimi kaynaklara göre Türk devletidir. Cengiz Kağanın torunu Hülagü Han Tebriz'de kurmuştur devleti devletin hal hareket ve tavırlarına bakarsak Türklerden baya etkilenmişlerdir ve dedesi Cengiz kağan Türk 1000 boydur biride Moğoldur gibi bir söz söylemiştir. Buradan ne çıkarıyoruz İlhanlılar Türktür, tabi bu benim şahsi kanaatimdir katılmak istemeyeni anlar ve saygı duyarım ama Moğolların birçok yönden Türklerden etkilenmiş oldukları aşikar ve su götürmez bir gerçektir.
1.Murat atası Ertuğrul gazi gibi yerinde duramayan ve aklı hep savaşta olan bir yönetici idi. Daha şehzadeliği bitmemişken koca Edirneyi tek seferde Osmanlı devleti topraklarına katmış ve balkanlara geçmiştir. Hoş görü ile bölge halkını kazanan Sultan Murat Anadolu'da Karaman oğulları ile savaşmış, Savcı bey isyanlarına dur demiştir.
Sona doğru gelirken Avrupa bu hızlı büyüme ve sevilmeyi kıskanarak önümüze Sırp prensliği, Bosna krallığı ve bölgede hüküm süren balkan prensliklerinden oluşmuş bir ordu ile üzerimize gelmektedir. Şaşırıyor muyuz biz bu duruma ? Neden şaşıralım bu insanlar kendilerinden başka medeniyet timsali yok diyen tipler. Bizim orduda ise Teke beyliğinden, Menteşe beyliğinden, Candar oğulları beyliğinden destekler var. Sonuç ne olur derseniz, bildiğimiz üzere bu adamları biz böyle yenemeyiz daha şeytani planlar deneyelim diyerek inlerine çekiliyorlar. Savaş alanını gezen Sultanımız bir sırp tarafından şehit ediliyor ve yerini oğlu 1. Yıldırım Bayezit'e bırakıyor.
Savaştan sonra yeni bir haçlı birliği kurulmasın diye Sırbistan kralının kız kardeşi Mora Despina ile evlendi ve Sırpları vergiye bağladı diğer küçük krallıklar üzerine de akıncılar göndererek bölgeyi baskı altına aldı. Büyük bir Türkmen kafilesinide buralara yerleştirerek bölgeye İslamı yaymayı ve Türk unsurlarla elini güçlendirmeyi hedefledi ve bu çok etkili oldu. Balkan savaşlarına kadar çok az sıkıntılar yaşamışızdır. Anadolu içindeki çatlak sesleri susturmak isteyen Yıldırım Bayezid sefer hazırlıklarına başlamıştır. 1389'da I. Bayezid'a yönelik daha büyük bir tepki Anadolu Türkmen beyliklerinden gelmişti. Sözde Yakup Çelebi'nin öcünü almak üzere, Germiyanlı, Aydınlı, Saruhanlı, Menteşeli, Hamitli beylikleri ve hatta Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin eyleme geçmişlerdi. Amaçları giderek büyüyen Osmanlı devletinin gücünü kırmak ve kaybettikleri topraklar varsa bunları geri almaktı.
1390 baharında I. Bayezid yanına vasal devletlerden katkılar olarak Sırp Kıralı İstavan Lazarovic ile Bizans İmparatorunun oğlu ve veliahtı Manuel'i alarak olağanüstü başarılar sağlayan bir Anadolu seferi gerçekleştirdi. Hızla hareket ederek Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Hamitoğulları beyliklerini ortadan kaldırdı. Saruhan beyleri Hızırşah ve Orhan Bey'in Bursa'da, Germiyanlı Yakup Bey'in İpsala'da ve Aydınlı İsa Bey'in ise Tire'de oturmaları emredildi. Antalya'ya kadar indi. Bu arada Bizans'in elinde bulunan Anadolu içinde dört tarafı Osmanlı arazisi ile çevrili bir enklav şeklindeki Filedelfia (şimdiki Alaşehir) kalesini vasalı olan Manuel'e zaptettirdi. O yıl sonbaharda Karamanoğlu Alaeddin Bey, Candaroğlu Emir Süleyman ve Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin arasındaki ittifakı yıkmak için Konya'yı kuşattı. Yıldırım'in eniştesi olan Karamanoğlu Alaeddin Bey barış imzalayarak Çarşamba Suyu'na kadar topraklarını Osmanlılara bırakmak zorunda kaldı.
Savaşın başlarında tepeden tırnağa zırhlı seçkin Hospitalier Şövalyeleri Osmanlıların öncü birliklerine kayıplar verdirmiş, onları kovalamak için ilerledikçe Türk askerlerinin daha önceden yerlere sapladıkları kazıkların olduğu bölgeye gelmişler ve atlarla ilerlemenin mümkün olmadığını görünce atlarından inmişlerdir.
Haçlı ordusunun geçtiği yerde Müslümanları ve hatta Ortodoksları katlettiğini öğrenen Yıldırım Bayezid çok öfkelendi. Soylular bir kenara ayrıldıktan sonra yere bir kazık çakıldı ve boyu bu kazıktan uzun olan tüm diğer esirler idam edildi. Niğbolu Savaşı, Osmanlı'nın ilk zamanlarında esirlerin öldürüldüğü tek savaştır. Ancak çocuk yaştaki Haçlı askerlerinin canı bağışlandı ve onlar da Müslüman olarak yetiştirilmek üzere Türk ailelerine gönderildi.
Yıldırım Hanın ölümü üzerine devlet içerisinde bir fetret devri başlar. Bu duruma son verecek olan padişah ise 1. Çelebi Mehmet Handır.
Hiç yorum yok: